Gölbaşı’nda Son Nokta!
Gölbaşı’nda neler oluyor, neler bitiyor! Bizlerde yetişemiyoruz maalesef…
iyi ki yerel gazetelerimiz çok ta, her arkadaş kendi bakış açısına göre konuları gündeme getirebiliyor. Ne kadar şanslı bir ilçe Gölbaşı, Haymana ve Bala’ya bakarak gerçekten çok şanslıdır. Bakın en eski ilçe olmalarına rağmen Haymana ve Bala’da halen doğru dürüst gazete yok, varsa da belki 1 tane kendi seslerini kendileri zor duyuyordur! Hiçbir zaman açılmadılar, açılmayı düşünmediler çünkü, başka gazeteler çıkması için hiç fırsat vermediler, düşünmediler…Belki bundan sonra geliştirebilirlerse seslerini daha gür ve daha uzaklara duyurma şansına sahip olabilirler..
Yaklaşık 25 yıllık yerel gazetecilik hayatımda birçok arkadaş gazetemizde görev almıştır ve bu arkadaşları hep cesaretlendirmişisizdir, her koşulda yanlarında manevi olarak olmuşumdur. Kendi gazetelerini çıkaran arkadaşlarında her zaman yanlarında olduğumu söyleyip, uygulayanlardanım…Yani, hiçbir yerel gazetecinin cesaretinin kırılmasına fırsat vermedim, aksine cesaretlendirmek ve siyasi, soysal, ekonomik olarak güçlü olmalarını hep istedim, Koşulsuzca yanlarında oldum.
Bugün ilçemizdeki gazeteciler ve genç gazeteci arkadaşlar Gölbaşı için bir şanstır. Kimisi bilinçsiz olabilir, kimisi sorgulamadan uzak olabilir kimisi siyasi olabilir ancak ne olursa olsun hepsi birbirini tamamlıyor. Hepsinin ayrı ayrı yansıması var ve hepsi ayrı bir değerdir.
Ve geç oldu ancak yerel basın mensupları arasında birlik adına bir oluşum gerçekleştiriliyor. Bu da yine yerel gazeteciler açısından olumlu bir gelişmedir. Zaten, son dönemlerde de yapılan basınlı toplantılarda bunu hissetmek zor olmasa gerek. Basın toplantısı yapanlar sanırım bundan böyle yerel basınla konuşurken “üslup” açısından daha dikkatli olması gerekecek.
/// /// ///
Dedim ya yılların vermiş olduğu bir tecrübe var, bu tecrübenin yanı sıra yorgunluk ta var, düşünce yoğunluğu da var. Yıllardan beri aynı sorunları yazmak bana ters geliyor, aynı konuları gündeme taşımak artık “boşuna enerji sarf etmek” ten başka bir şey değil… Ancak, bunun temelinde de yerel gazetecilik olayı var.
Toplumun önüne düşen siyasetçi ve sosyal insanları basın gündeme taşıyarak, tanıtıyor, anlatıyor ve baş tacı yapılmasına neden oluyorlar. İşte, bizlerin baştaçı yaptığı bu insanlar daha sonra toplumun önüne düşerek “büyük umutlar” veriyor, “kurtarıcı” gibi görünüyorlar ya da “dürüst hizmet” anlamındaki çağrışımlarda aktivite yapıyor.
Mesela, bir yola asfalt atılmasını, büyük bir olaymış gibi sunup, sonra da önemli bir hizmet yapılmış gibi yansıtmak belki de büyük projeleri sorgulamaktan uzak tutuyor birçok kişiyi…Çünkü, asfalt atmışlardır. Onların baktığı, gördüğü budur! Kapasite budur! Halbuki başka bir hizmet olmayınca adları da asfaltçı! Olarak kalacağından bi haberler… Oysa ki birçok sorun var.. Birçok yeni proje gündeme getirilip yapılabilir, yaptırılabilir…
“Turizm kenti Gölbaşı,” “Doğal yaşam alanı Gölbaşı,” “Türkiye’nin model kenti Gölbaşı”…ne desek ki, nerden bakarsak bakalım Gölbaşı ham haliyle duruyor! O kadar çok güzel projeler yapılır ki görene, anlayana bilene ancak kimilerinin dediği gibi ufuk ve vizyon lazım, bu yetmez birde Gölbaşı’nı sevmek lazım…
Ancak, asfalt, yol, kaldırım, çör, çöp meseleleriyle halen uğraşmakta olanlar maalesef dünyalarını da bunların içine hapsederek, asli görevleri bile büyük bir hizmetmiş gibi sunuyorlar. Bunları aşmak gerekiyor, bunların hepsini çöpe atmak lazım…
/// /// ///
Gölbaşı’nda …4 parsel rezaletini görmek lazım, burada ödüllü proje yarışması bile düzenlenmişti neden yapılmıyor buraya bu proje..Çevre Bakanlığı’na ve Büyükşehir Belediyesi’ne sormak lazım..
Sanayi Sitesi’nin otobandan görülen bölümü hurdacılar sitesi gibi, çok çirkin bir görüntü, oysa ilçenin giriş çıkışları imajı oluyor…
Günümüzde Büyükşehir Belediyesi Mogan Gölü’nün kullanımına tam yetki ile sahiplenmek için elinden geleni yapıyor. Ancak, burada 2 yüzden fazla konar göçer ve kalıcı kuş türü olduğu söylenir ancak, bir kuş gözlemevi yok, bir kuş müzesi bile yok…
Gençlik ve Üniversite öğrencilerinin sosyal sorumluluk projelerinde yer almalarını da zaten hiç gündem de yok. Gerder'de mıcır ocagı kurulup, dinamit patlatılmasını bile kimse duymuyor! İlla kiatom bombası mı patlatılması lazım! Bir çevre katliamı yaşanıyor, vatandaş rant peşine düşmüş kimin umurunda ki!..
Sanayi sitesi oluşturacağım diye yeşil alanları ve meraları yok etmeye çalışanlara sessiz kalan siyasetçiler var mı! bilmiyorum ancak bu gidişle bunların olabileceğini de düşünmeye başladım.
Mogan Gölü’ne İstanbul Haliç’ten kalkan yolcu uçağı inecek, yolcu taşıyacakmış! Kimsenin sesi çıkmıyor. Büyükşehir Belediyesi ile Ulaştırma Bakanlığı Mogan Gölü’nü kiralamak için sözleşme yapacakmış! Göl-Der Başkanı İsa Ömercan’dan başka kimseden ses çıkmıyor ve demiyor ki: Bu göle uçak konarsa, sesinden insanlar, dalgalarından balıklar, gürültüsünden tüm kuşlar rahatsız olacak ve doğal yaşam alanları yok olacak! diyemiyor. Yoksa bunu sorun gibi gören, yanlış mı görüyor..
Tüm gazetelerin yazmaktan bıktığı, sağır sultanın bile duyduğu şu Gerder deresinden akan pissunun önlenmesi için ne girişim yapıldı bilmiyorum ancak halen bu pissular akıyor. Bu kadar duyarsızlık olmaz yani…Bu kadar olur pes yani… Bunu kimse bir hizmet olarak görmüyor mu acaba!
Neresinden tutsak ki; Haymana yolu civarında kimilerine göre 25 civarında ruhsatlı, ruhsatsız tavuk çiftliği var. Bu çiftliklerden çıkan tavuk gübreleri ham olarak tarlalara serpilince kara sinek üretiyor, koku yapıyor. Bazı mahalleleri adeta b.k götürüyor ancak kimse sesini çıkarmıyor. İyi ki bir Göl-Der var, bir de onun başkanı İsa Ömercan var. Bu arkadaşta her sorunu gündeme getiriyor ancak, çözüm üretecekler kafalarını kumlara sokuyor!
Neresinden tutuyum ki, o kadar çok şey varki yazılacak, söylenecek ya da yapılacak.
Bu kadar karamsarlıktan sonra bari güzel bir haber veriyim. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Karşıyaka Mahallesi Haymana Kavşağından karşıdaki EGO durağına geçişleri sağlamak için köprü çalışmasına başladığını öğrendim. Bilmiyorum bu hizmete başkası sahip çıkar mı! Onu da göreceğiz..
Saygılarımla.. |