Kimse “seçim yasası” değişmeli demiyor!
Gölbaşı'nda mesleğini "siyasetçi" olarak yapanlara da, parti değiştirenlere de...sakın kızmayın. Kızacaksanız eğer seçim yasasına kızın!!!

Kimse “seçim yasası” değişmeli demiyor!
Gölbaşı'nda mesleğini "siyasetçi" olarak yapanlara da, parti değiştirenlere de...sakın kızmayın. Kızacaksanız eğer seçim yasasına kızın!!!
Artık sadece parti değiştirmek değil, gözümüzün içine baka baka ödünç milletvekilleri verilip TBMM de grup kurdurulması da normalleşti.
Bence, kimse Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu eleştirmesin. Kendisine verilmiş olan bir hakkı kullanıyor. Onun için kimse de kızmasın, zira A partisinden B partisine, B partisinden C partisine ya da hepsine, o olmazsa Z partisi diye bir parti kurup/kurdurulup yancılar oluşturulmasının temelinde SEÇİM YASASI vardır.
Mevcut Seçim Yasası bu imkanı bu siyasetçilere veriyor ve onlarda bu haklarını kullanıyor. Onun için parti değiştirene, yeni parti kuranlara, hatta TBMM de grup kurduranlara, ordan oraya gezerek başkan seçilenlere, transfer edenlere, 1 gün önce A partisinde iken 2 gün sonra B partisinde olanlara kimse kızmasın. Yasa, bu hakkı vermiş, kullanıyor.
Hiç kimsenin kızmaya hakkı yok bu konularda, kızacaksanız yasalara kızın. Bu yasalar niye böyle? deyin. Hatta şunu da deyin. Cumhurbaşkanı bile seçimde 2 dönem ile sınırlı iken Milletvekilleri niye sınırsız siyaset yapıyor ya da belediye başkanları ya da diğer seçilmişler niye sınırsızca bu koltuklarda oturuyor, bu makamların sahibi oluyor.
Sakın buna da halk seçiyor filan diye kendimizi avutmayalım. Biliyorsunuz ki, Genel yönetimlerde ATAMA sistemi var. Milletvekili listeleri önünüze konur ve milletçe bu listeler içerisinden oy veririz/onaylanırız. Belediye Başkan adayları önünüze konur ve bu adaya oy vermek zorundasınız. Meclis Üyeleri adayları bunlar, bunlar olacak derler ve siz o listelere göre oyunuzu kullanırsınız.
Yani, hiçbiri (milletvekili seçiminde birkaç istisna) parti üyeleriyle ya da halkın tercihiyle yani önseçimle belirlenip, tabandan gelen sesin, sesi olmaz. Genel yönetim atadığı için doğal olarak genel yönetimin otoritesine bağlıdır. Bu seçim şartlarında bu normaldir ve sakın sessiz kalan milletvekilerine de kızmayın.
Hele şu Sivil Toplum Örgütlerine bakın. Türkiye’nin en güçlü örgütleri TOBB, TZOB…vb. birkaç tane Sendikacı daha STK başkanları ve yönetimlerine bakın nerdeyse ömür boyu o koltuklarda oturacaklar. Hep aynı kişiler. Onlara da kızmayın çünkü Seçim Sistemi onlarında haklarını koruyor. Bu durumun aynısı Gölbaşı’nda da var. Bakın odalara çok benzerdir.
Birde bu siyasette akrabacılığın tavan yaptığını görüyoruz. İster genel ister yerel bakın, babası olmazsa oğlu oluyor ya da başka bir akrabası…aile mesleği gibi olmuş. Bu durum ne kadar zaman zaman eleştirilse de yine kızmayın. Zira, seçim yasası bu hakları onlara da veriyor. Birde bu siyaseti meslek haline getirenler var. Bunlara da kimse kızmasın, adamın geçim kaynağı siyaset olmuş. Başka bir iş bilmiyor. Gölbaşı'na bir bakın kaç siyasetçinin mesleği var, mesleği olanların çoğu da emlakçılıktan başka hangisidir?
Partilere üye olanlara bakın, eminim ki üyelerin yüzde 99'u tüzüğü okumamıştır. Tüzüğü okuyarak, o partinin misyonu için çalışan yüzde 1 ya çıkar ya çıkmaz. Neden, Tüzükler okunmuyor ya da okudum/imzaladım! Sonra da üye oldum! denmiyor. Çünkü, seçim yasası bu hakkı ona da veriyor.
Bazen kızıyoruz diyoruz ya, parti değil etnik ırkçılık yapıyorlar ya da dini suistimal edip islamı siyasallaştırıyorlar! diye…Kızmaya hakkımız yok zira Seçim Yasası bunları yapanlara da o hakkı veriyor.
Diyeceğim o ki, kimse kimseden şikayetçi olmasın. Sitem etmesin ve boşuna kızıpta ortalığı bulandırmasın. Herkes haklarını kullanıyor. Seçim yasası siyaset yapacaklara ve yapanlara o kadar çok hak tanıyor ki, olumsuz gibi görünen herşey aslında haklarını kullanmaktan öte bir şey değil.
Geriye doğru baktığımızda aslında herkes halinden memnun. Bakın şöyle, iktidarına, muhalefetine ya da parti içerisindeki teşkilatlara…hepsi kızar, sitem eder, eleştirir ancak siyasete ve siyasetçiye bu hakları veren SEÇİM YASASI DEĞİŞMELİ ve SEÇİLECEKLERE KRİTERLER GETİRİLMELİ - (Buna parti içi demokraside diyebiliriz)diye söyleyeni duyamazsınız…Çünkü herkes halinden memnundur.
Saygılarımla
Bayram Türkmez